İklim değişikliği ve buna bağlı etkileri; yıllardır Türkiye’nin, değişen iklim koşullarının beklenen olumsuz etkilerinden yüksek endişe duymasıyla bilinen Doğu Akdeniz Havzasında yer alması nedeniyle, karşılaştığı en önemli sorunlarından ve mücadele edilmesi gereken konularından biridir. Küresel Dolaşım Modellerinin (KDM), Türkiye’nin üzerindeki bölgesel havada algılanabilir değişimleri işaret etmesinden dolayı iklim değişikliğine karşı mücadelede, ulusal kapasitenin arttırılması sadece yapısal hafifletme ve/ya da uyum ölçüleri ile değil, ayrıca, bireylerden, politika yapıcılara kadar bütün paydaşlar tarafından algılanan gelecek tehditlerinin arttırılması ve öngörülen etkilere karşı dayanıklılığı güçlendirilerek mümkün olabilir. Bu amacı gerçekleştirmek için; yönetimsel/siyasi farkındalığı, toplumsal farkındalığı, hedeflenen strateji gelişimini içeren kapsamlı ve düzenli planlanmış farkındalık kampanyalarının/etkinliklerinin, iklim değişikliğinin bölgesel etkileri ile mücadelede ve adaptasyon kapasitesini geliştirmede etkili sonuçlar doğuracağına inanılmaktadır.
Türkiye’nin Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planına temel oluşturan Türkiye’deki Strateji Belgesi, ulusal hazırlık seviyesini yükseltme ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini hafifletme ve Türkiye için gerekli sürdürülebilir büyüme planları çizgisinde bunlara uyum sağlamaya yönelik strateji hedeflerini vurgulamaktadır. Üniversiteler; toplumları sosyal, ekonomik ve siyasi yaşamlarında değişikliklere yönlendirerek bu noktada önemli bir rol oynamaktadır. Ulusal ve küresel düzeydeki bu önemli misyonları, üniversiteleri, sürdürülebilir gelişmede bütün boyutlardaki farklı ölçeklerde kilit paydaş kurumlardan biri yapmaktadır. Üniversitelerin, bilgiyi üreten ve aktaran olduğu kadar eğitim ve araştırma faaliyetleri ile sürdürülebilir büyümeye doğru hareket eden yenilik merkezleri olması da beklenmektedir. Bu bağlamda, üniversitenin sürdürülebilirliğe doğru vizyonu, anlayışı ve uygulamaları büyük önem taşımaktadır. Üniversitelerin ve diğer Yüksek Öğretim kurumlarının, eğitici rolleri ile gerekli kapasiteyi yerleştirmesi ve sorumluluklara liderlik etmesi beklenmektedir. Bu açıkça, eğitim çerçevelerinin ve müfredatlarının; eğitim sistemine sürdürülebilirlik ile ilgili konuların ve önceliklerin dahil edilerek yeniden yapılandırmasını gerektirir.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) olarak müfredatın iklim değişikliğine ve sürdürülebilirliğe göre dönüşümü için, kısa ve orta vadeli dönemde son zamanlarda ortaya çıkan ancak henüz zayıf bir farkındalık mevcuttur. Bu bağlamda, proje kapsamında önerilen görevler iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Birincisi DEÜ’nün eğitim sistemini ve müfredatını; mevcut ders içeriklerini yöneterek, farklı disiplinlerdeki özel şartları karşılayacak şekilde yeni ders(ler) koyarak, farklı eğitim programlarındaki müfredat boşluklarını tanımlayarak ve bahsedilen başlıkları içeren disiplinler arası yüksek lisans programı kurarak geliştirmektir.
Eğitim Çabalarının ikincisi ise, DEÜ bünyesindeki farklı görev ve sorumluluk sahibi personelin, üniversitenin rektörünü ve rektör yardımcılarını da içeren üst yönetiminden, sürdürülebilirlik ile ilgili mesajların yaygınlaştırılmasında etkin görev alan öğretim elemanlarından, üniversitenin idari personeline ve bağlı kuruluşlarına (DETTO, DEPARK vb. dahil) kadar herkesin bilgilendirilmesine/eğitilmesine dayanmaktadır.